Mütareke döneminde Fransız işgal ordusu Gülhane bölgesine yerleşti. Fransız askerlerinin geleneksel “şarap hakkı” çok faydalı bir işe vesile oldu: şarapları saklamak üzere mıntıkada uygun yer aranırken birtakım Bizans mahzenlerine, sarnıçlarına rastlandı ve bu da Fransızları bölgede kazı yapmaya sevk etti.
Fransızlar, işgal ettikleri ülkelerde arkeolojik araştırma yapmalarıyla övünürler (işgal çok övünülecek bir şey değil tabi ama arkeolojik araştırmayla övünebilirler bence). Nitekim, hemen işe koyuldular ve o sırada Atina’da benzer bir işle meşgul olan Demangel adlı bir arkeolog subayı Gülhane’ye çağırdılar.
Böylece, Mütareke dönemi boyunca sürecek bir kazı, ölçme – biçme ve kafa yorma ve kayda geçirme faaliyeti başladı bu bölgede.
Sonuçta çok değerli bir eser çıktı ortaya: “Le Quartier des Manganes – Et la Première Région de Constantinople”. Eser sahipleri Demangel ve Mamboury diye geçer. Anladığım kadarıyla o bölgenin arkeolojisi konusunda söz konusu eserin üzerine yapılmış bir şey yok (1935’te bölgede bir parça daha araştırma yapıldı, aynı ekip tarafından. Kitaba bu sonuncu araştırma da dahildir. Kitap bir sahaf tarafından satılıyor. Fiyatı 950 TL! Bkz foto).
Ben de o eseri esas alıyorum Gülhane bölgesi arkeolojisi için.
Ekip, İncili Köşk’ün hemen kuzeyinde (yani Sarayburnu’na doğru), surlara entegre, gösterişli bir giriş buldu. Çok eskiden – daha Bizans döneminde – duvar örülerek kapatılmış 10 metre yüksekliğinde 6 metre genişliğinde (yani bayağı büyük) bir giriş. Arkasında, tam bir bazilika planına denk gelen altyapılar.
Surlarda önemli bir zayıflığa yol açacak bir kapı; üstelik hiçbir yere varmıyor! Bu bir muamma olarak kaldı. Ama Demangel ve ekibi söz konusu yapının Soteros Kilisesi olduğundan eminler.
Kalıntılar gerçekten gösterişlidir. Özellikle, Bizans usulü, farklı renkte tuğlalar kullanılarak elde edilen menderes türü süslemeler, desenli madalyonlar vs. dikkat çekicidir.
Demangel ekibini asıl heyecanlandıran Bizans yapıları başka ama.
Not 1: Demangel ekibine Mösyö Mamboury çok yardımcı oldu. Yukarıda bahsi geçen eserin çizimlerini o yaptı. Mamboury ilk İstanbul gezi rehberinin yazarıdır. Freely ve Murat Belge’nin atasıdır yani.
Not 2: Demangel, bu vesileyle, bir zamanların koskoca Saray-ı Hümayun’una ait bahçelerin bu kısmının inanılmaz bir mezbeleliğe dönüşmüş olmasına dikkat çekip üzülüyor. Buralara artık sadece birtakım kuş avcılarının ve kaçakçıların uğradığını söylüyor.

Egemen Demircioğlu