GECE GECE AYASOFYA HİPODROM DİVANYOLU VE HAN SOKAKLARI
Gezi lideri Ahmet Faik Özbilge
0532 4147210
Buluşma 18:30 Ayasofya girişinde

Gönlümüzdeki program:
Önce Ayasofya’nın haziresindeki sultan türbelerine (açıksa) ve bahçedeki detaylara bir göz attıktan sonra, Ayasofya’nın içine girip hava iyice kararana kadar kalıyoruz. Bu sırada yapının mimarisi, tarihi, anlamı, etkisi üzerine konuşuyor ve az bilinen detaylarına vakıf oluyoruz. Ardından atriumdaki kalan kalıntıları da gezerek Ayasofya ziyaretimizi sonlandırıyoruz.
Ayasofya’nın ışıklandırılmış halini çekerek Hipodrom’a geçiyoruz. Hipodrom dikilitaşları ve burada yapılan yarışlardan, çıkan isyanlardan bahsediyoruz.
Ara sokaklardan yürüyüp Divanyolu’na giriyoruz. II. Mahmud Türbesi’nin haziresindeki Türk Ocağı’nda çay molamızı veriyoruz (gözleme yapıyorlar, tatlı da var ya da caddedeki yerlerden yiyecek alabilirsiniz). Haziredeki önemli şahsiyetlerin mezarlarını ziyaret ettikten sonra, hemen yandaki Tezveren Dede’ye de uğramayı ihmal etmiyoruz. Konstantin Sütunu’na (Çemberlitaş) kadar yürüyor, meydanın gece halini görüyoruz.
Gezinin son bölümünde Nuruosmaniye civarından Kapalıçarşı’nın etrafındaki han sokaklarına dalıyor ve kendimizi, kalabalık halini iyi bildiğimiz bu yolların karanlığına bırakıveriyoruz. Sandal Bedesteni, Çuhacı Han, Mahmutpaşa, Büyük Yeni Han, Çakmakçılar Yokuşu, Büyük Valide Han, Kösem Sultan, Doyçe Oryent Bank, Vakıf Hanlar, Sultanhamam, Yıldız Dede derken, loş sokaklardan çıkıp Eminönü’ne varıyoruz. 23:00’ten önce Sirkeci Garı’nda oluyoruz, Marmaray bizi bekliyor…

AYASOFYA 

Hagia Sofia; Kutsal Bilge’lik anlamına gelen yapının ilk inşası 15 Şubat 360 tarihine denk gelir. 20 Haziran 404 yılında yakılan yapı II.Theodosius, bugünkü Ayasofya’nın bulunduğu yere inşasını ister. 415 yılında açılan kilise 532 yılında yıkılır. I. Justinianus 23 Şubat 532 yılında günümüz Ayasofya’sının yapımını başlatır.Çevre tapınaklardan getirilen malzemelerinde  kullanıldığı yapının inşaası 537 yılında tamamlanır. Ancak zaman içinde birçok onarım görür. Yangınlar, depremler, isyanlar, istilalar yapıya zarar verir. 1453 yılında ise Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ile yapı, cami’ye çevrilir. İlk minaresi Fatih zamanında yapılır. İkincisi ise II.Beyazıd döneminde yapılır. Günümüze gelene kadar birçok onarım gören yapıya Osmanlı baş mimarı Mimar Sinan payandalar(destekleme sistemi) ekleyip sağlamlaştırır. Son olarak en kapsamlı onarımı ise Sultan Abdülmecit döneminde 1847-1849 yılları arasında Giuseppe Fossati ve Gaspare Fossati kardeşler tarafından yapılır.

Yapı,1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk emriyle müzeye çevirilir. 1935 yılında ise halka açılır. Uzun yıllar müze olarak kalan yapı son değişiklik ile 24 Temmuz 2020 tarihinde camiye çevrildi.