GEZİ 20-24 ekim Pembe Özdemir, Betül Uzun ve yürüyüş rotaları Uzmanı Ersin Demirel ile “Saint Paul Yolu Yürüyüş ve Saint Paul Hakkında Her Şey”

İletişim: 0532-411-86-90

Katılım ücreti: 2850 TL

“Ben Kilikya’dan Tarsuslu bir Yahudi, ehemmiyetsiz olmayan bir şehrin ahalisindenim.”
Kudüs’ten Anadolu’ya oradan Avrupa’ya yayılan hristiyanlığın çok bilinen bir kişisi olan Aziz Paulus küçük Asya havarisi olarak kabul görürken, vaizlerin arasında çalışmalarıyla hristiyanlık tarihini de çok etkilemiştir.
Erken dönem misyonerlerinin Aziz Petrus ile birlikte en tanınmış, en etkili ve en ünlü şahsiyeti olan Aziz Paulus tüm yolculuklarında yaptığı gibi çoğunlukla Türkiye sınırları içinde seyahat etmiştir.
Önceleri hristiyan yanlısı olmayan Aziz Paulus onları cezalandıran biri olarak tasvir edilirken, Hazreti İsa’nın ona görünmesi, kör olması, iyileşmesi mucizelerinden sonra vaftiz olmuş ve hristiyanlığın en büyük savunucularından olmuştur.
Bugün için bile çok zor olan seyahatleri gerçekleştiren Aziz Paulus ilk yolculuğunu M.S. 46-48 yılları arasında yapmıştır. Antiokheia’dan yolculuğa başlayan Aziz Paulus gemiyle önce Kıbrıs sonra Attalia’ya ulaşmıştır. Kara yolu ile Perge üzerinden Psidia’ya geçmiştir. Yalvaç, İconium, Lystra, Derbe kentlerini ziyaret eden Paulus aynı güzergahı takip ederek geri döner. Bu yolculuk anılarla, olaylarla, tanışılqn önemli kişilerin hikayeleriyle doludur.
Daha sonraki yıllarda 2 yolculuk daha yapar, yine Anadolu’ya uğrar kurduğu kiliseleri ziyaret eder, Efes’e, Yunanistan’a, Avrupa’ya devam eder.
Aziz Petrus ile ters düşen Paulus hristiyanlığı bir yahudi mezhebinden çıkarıp, dünya dini haline getiren adımları kiliseye attırmıştır.
Esaret yolculuğu olacak bir 4cü seyahat onu Roma’ya ölümüne götürür.

ST. PAUL YÜRÜYÜŞ PROGRAMI (2021)

1. Gün: Antalya Havalimanı-Aspendos transfer. Aspendos antik kenti ve su kemerleri gezisi. Köprülü Kanyon’a transfer. Oluk Köprü ve Böğrüm Köprü gezisi. Karabük Köyü-Perge Pansiyon konaklama
Misafirlerimizi Antalya Havalimanında karşıladıktan sonra daha çok konserlere ve gösterilere sahne olan antik tiyatrosu ile tanınan Aspendos Antik Kenti ve mühendislik harikası su kemerleri ziyareti için 1 saatlik bir yolculuk yapıyoruz.
Serik, Sarıabalı köyü sınırları içerisndeki Akdeniz Bölgesinin günümüze en iyi haliyle gelmiş bu antik kenti, Köprüçay (Eurymedon) Nehri yakınlarındaki bir tepeye konumlanıyor. Roma dönemine tarihlenen görkemli tiyatro, insanı şaşırtan su yolları ve kemerleri, agora, bazilika,anıtsal çeşme, meclis binası,, anıtsal tak, ana cadde, Hellenistik Tapınak gibi kalıntıları gezdikten sonra Köprüçay üzerindeki tarihi kemer köprüyü fotoğraflıyoruz.
Ardından; Isparta ili Sütçüler ilçesinden doğarak dar ve derin kanyonlardan geçen Köprüçay kıyısında 1 saatlik keyifli bir yolculuk yaparak Beşkonak köyüne ulaşıyoruz. 178 kilometre uzunluğundaki Köprüçay, aynı zamanda ülkenin önemli bir rafting merkezi. Adrenalin ve macera yaşamak isteyen misafirlerimiz, kalacağımız pansiyon yakınlarındaki rafting merkezinde bu heyecan dolu sporu deneyimleyebilirler.Günü, Köprülü Kanyon çıkışındaki antik dönemden beri kullanılan Oluk Köprü ve Büğrüm Köprü gezisi ile sonlandırıyoruz.

2. Gün: Altınkaya köyüne transfer ve Selge antik kent gezisi. Selge-Adamkayalar-Köprülü Kanyon yürüyüşü. Tazı Kanyonu Seyir Trasına transfer ve fotoğraf molası. Çaltepe Konaklama.
Güzel bir kahvaltı sonrası ikinci güne, Pisidya ülkesinin başkenti Selge Antik Kentine ulaşım sağlayan Oluk Köprü üzerinden geçerek başlıyoruz. 20 dakika içerisinde ulaşacağımız ören yeri, Altınkaya (Zerk) köyü sınırları içerisinde yer alıyor.
Diğer Pisidya kentlerinin aksine ana yolların uzağına kurulan Selge (Zerk), Köprüçay (Eurymedon) Irmağı havzasında yer alır. Antik dönemde Köprüçay-Olukköprü ile Gökçesu-Büğrüm köprü üzerinden sağlanan antik bir yolla Side’ye bağlanan Selge, coğrafi şartları nedeniyle zapt edilmesi zor bir konumdadır. Bir dönem Anadolu’nun Akdeniz bölgesine seferler düzenleyen Büyük İskender’e kılavuzluk yapan Selgeliler, özellikle Pednelissos ve Termessos ile çatışma halindeydi. Pednelissosluların şikayeti üzerine Seleukos Krallığının hışmına uğrayan kent, ağır vergi vermek zorunda kalmıştır. Üç ayrı tepe üzerinde yayılan kalıntıların en görkemlisi, günümüze iyi durumda gelmiş antik tiyatrosudur. Çok sayıda kulenin desteklediği surlarla çevrili ören yerinin kayda değer diğer harabeleri arasında stadion, agora, sarnıçlar, stoa ve nekropol alanı sayılabilir.
Antik kent gezisi sonrası, St. Paul yolunun en güzel parkurlarından biri olan Selge-Adamkayalar-Köprüçay parkurunu yürüyoruz. Neredeyse tamamı yumuşak bir eğimle inişi içeren rota boyunca ilginç kaya oluşumları ve peri bacaları göreceğiz. Rotanın sonunda Tazı Kanyonundan çıkan Köprüçay üzerinden doğal bir kaya köprüden geçerek etkinliğimizi sonlandıracağız.
Çaltepe köyündeki konaklama tesisine giderken Tazı Kanyonu Seyir Terası fotoğraf noktasında kısa bir mola ardından pansiyonumuza ulaşacağız.

3. Gün: Boğazköy’e transfer Boğazköy-Sağrak-Adada Antik kent yürüyüşü. Adada antik kent gezisi. Sütçüler Konaklama
Sabah ki güçlü kahvaltının ardından yaklaşık 1 saatlik bir yürüyüş sonrası St. Paul Yolu üzerindeki bir başka görkemli kent olana Adada’ya varıyoruz. Isparta’nın şirin ilçesi Eğirdir’e 50, Sütçüler’e 10 km. uzaklıktaki Sağrak köyünde konumlanan Adada kalıntıları, Erikli tepeyle Aktepe arasına yayılmıştır. Ne yazık ki, ortasından geçen yeni yol zengin kalıntıların bir bölümünü tahrip etmiş. Roma döneminde kentlerin bir imparator tapınağına sahip olması ve ona bekçilik yapması ’Neokoros ünvanı’ olarak tanımlanıyordu ve Adada bu şerefe layık olan kentlerden biriydi. Antiokheia’nın bölgedeki yardımcı psikoposu olan Adada, çeşitli yerlerde toplanan dini meclislere temsilci göndermiş bazı dönemlerde. 9. yüzyıla kadar devam eden kent hayatı, zamanla önemini kaybetmiş ve Hamidoğulları beyliği dönemiyle birlikte Osmanlı egemenliğiyle tanışmış bütün yöre.
Ören yerinde ilk karşılaşılan yapı, iç içe geçen agora-forum-helenistik kule üçlüsüdür. İmparator Traianus, Zeus-Serapis ve İmparatorlar tapınakları, iki katlı yönetici sarayı, çarşı binası, stoa, orijinal taş döşemeli ve sütunlu cadde, toprak altında bulunan üç bin kişilik küçük tiyatro, anıtsal çeşme, yerli halkın ‘kemikli kule’ adını verdiği anıt mezar günümüze kalan en önemli yapılar olarak çıkar karşımıza. Antik çağda Caralis (Beyşehir) gölünün batı kısmını izleyerek Antiokheia (Yalvaç), Neapolis (Şarkikaraağaç), Timbriada (Aksu), Adada (Karabaulo), Pednelissos (Gebiz) üzerinden Perge antik kentine doğru kilometrelerce uzanan yolun en güzel kısmı bugün Adada şehri girişinde görülebilir. Dev granit bloklardan oluşan antik yolun yaklaşık beş yüz metrelik bölümü çok iyi durumdadır.
Antik kent gezisi sonrası yaklaşık 1 saatlik kısa bir yürüyüş yaparak, Anadolu Yarımadası üzerindeki günümüze kadar iyi korunmuş antik Roma yolunu adımlayacağız. Her metresinde tarihin gizeemli soluğunu hissedeceğiniz yürüyüş sonrası Sağrak köyünde aracımıza binerek konaklayacağımız tesise gideceğiz.

4. Gün: Çandır Yazılı Kanyona transfer. Yazılı kanyon gezisi. Yeşildere-Yazılı Kanyon yürüyüşü. Sütçüler Konaklama.
Sütçüler ilçesine 20 kilometre uzaklıktaki Yazılı Kanyon Tabiat Parkı, tarihi ve doğal değerleriyle önemli bir turistik mekan. Kral Yolu’nun geçtiği kanyon duvarlarında Epikür’ün Hür İnsan isimli şiirini göreceğiz. Bitmek bilmez kuş sesleri arasındaki yürüyüş Yeşildere köyünden başlıyor. Karacaören Baraj Gölü ve Aksu Nehri Havzası manzaralı etap, orman içi bir patikadan,Yazılı Kanyon’a iniyor. Bilinçsiz ellerin yıllar önce tahrip ettiği Epiktetes’in yolculara öğütleri karşımızdaki yazıtta. Filozofun düşünceleri güç katıyor benliğimize. Kanyon çıkışındaki alabalık tesisinde çay ve kahve molası sonrası aracımızla Sütçüler’deki tesise dönüyoruz.

5. Gün: Kozan Köyüne transfer ve Pednelissos Antik kent gezisi. Ednelissos-Uçan 1 ve 2 Şelaleleri yürüyüşü. Aksu’ya transfer ve Perge Antik Kent gezisi. Havalimanına transfer.
Sütçülerden yaklaşık 1 saatlik araç yolculuğu ile Kozan köyüne ulaşıyoruz. Yürüyüşe başlamadan önce köyün doğusunda yer alan Pednelissos Antik kentini gezeceğiz.
Antalya Aksu ilçesi Kozan Köyü’nün 1 kilometre doğusunda bulunan Pednelissos, Bodrumkaya adıyla da anılmaktadır. Köyün üstünde yer alan Bodrumkaya tepesinin güney ve batı yamacına yayılan kalıntılar alanı, yaklaşık 650 metre yükseklikte bulunmaktadır. Antalya şehir merkezine 75 kilometre uzaklıktaki ören yeri ilk kez, 1914 yıllarında İtalyan araştırmacılar tarafından arkeoloji dünyasına kazandırılmıştır.
Yukarı ve aşağı şehir olmak üzere iki ana bölgeye ayrılan tarihi mekandan günümüze gelen kalıntılar, dağınık bir alana yayılmaktadır. Ağaçlar ve taşların egemenliğindeki ören yerini keşfetmek oldukça zordur. Tarihi yapılar özellikle Yukarı kent bölümünde yoğun olarak görülebilir. Tapınak, hamam, kutsal alan, agora, nekropol, yüzü tahrip edilmiş kaya kabartması gibi eserlere tanık olacağınız Pednelissos şehir yerleşimi, ızgara biçiminde tasarlanmıştır. Kuzey-güney caddeleri yamaca paralel devam ederken, doğu-batı caddeleri ise onları dikine kesmektedirler. Yamaca yayılan kent dokusu, ayrıca merdiven sistemiyle donatılmıştır.
Antik kent gezisi sonrası bugünkü yürüyüş etabımıza başlıyoruz. Antalya şelaleleri denilince hepimizin aklına Manavgat, Düden ve Kurşunlu gelir öncelikle. Oysa Antalya’nın en yüksek şelaleleri unvanını, Serik ilçesi Gebiz beldesine bağlı Kozan köyünde bulunan ve 62 metreden dökülen Uçan 1 ile, 78 metreden dökülen Uçan 2 taşır. Köy çıkışında Şelaleleri yaratan akarsuyun kaynak suyuna erişiyoruz. Daha sonra patika ve torak yol yardımıyla önce Uçan 2 ardından Uçan 1 şelalelerinin yanına varacağız. Sonbahar itibariyle su az olabilir. Eğer şelale havuzunda su varsa, isteyen konuklarımız yüzebilirler.
Yürüyüş rotası sonunda araçla Aksu beldesindeki Perge Antik kentine transfer oluyoruz. Bir Pamfilya kenti olan Perge’deki zengin kalıntılar sonrasında aracımız bizi havalimanına bırakarak tarih, kültür ve doğanın harmanlandığı bu geziyi sonlandırıyoruz.