+90 212 272 77 72

operation@tittravel.com

Blog Image

07

Aug

REŞAS

Museviler 1492’de İberia yarımadasının farklı şehirlerinden gelirken yanlarında tüm yaşam kültürlerini, yemek adetlerini, bilgilerini yeni yerleştikleri bölgelerin özellikleri ile bütünleyerek Osmanlı topraklarına huzurla kök saldılar. İspanya ve Portekiz’den 15.yy’da çıkıp o zamanki bilinen dünyaya yayılan Musevilere Seferad Musevisi denir.

Reşas Seferad mutfağında bir kurabiye çeşididir. Fakat benim için sağım, solum, gençliğim, çocukluğum hep güzel hatıralarım, en güzel sohbetlerim, şimdim ve hep taze kalması için mutfak tezgahında sıkı sıkı kapağı kapatılmış kavanozun içinde duran bir anane tadıdır.

Reşas yada bizim evdeki genel ismi reşikas daha çok İzmir’de yaşatılan ve halen sıklıkla yenilen unutulmamış bir tad. Evin en güzel olmazsa olmazı. Bazıları biskoçoz da der fakat biskoçoz ile arasında bazı farklılıklar vardır. Lezzetli özellikle de kahveye yada çaya batırıldıktan sonra afiyetle yenilen kurabiye ama ne kurabiye. Hem hafif hem pratik hem de sohbet sırasında günün stresini atarken insana eşlik eden güzel bir duygu. Bir çok kez kahve içme sebebim. Her kahve bitişinde “aaa bu kahve ne kadar çabuk bitti” diye hayıflanmamın nedeni, reşasın tadına doyamamamdır. Hele hele taze fırından çıkmışsa o kokuyu hissetmek nefis bir duygu.

Reşas un, sirke, su, sıvı yağ, şeker, tarçın, soda ve yumurtadan oluşur. Hamur haline getirildikten sonra küçük halkalar haline getirilir ve fırınlandıktan sonra mis gibi mutfakta ve tabi midelerde yerini alır.

Bizler Madam Luiza’nın reşazı yada biskoçosunu çok severiz. Madam Luiza çok sevdiğim çocukluk arkadaşımın annesi.. Gençliğimizde arkadaşımın evine gittiğim zaman pencerenin önünde oturur sohbet eder, gülüşür, müzik dinler ve evdeki reşasları Nescafeye batırarak yada bazen eski kaşar peyniri ile birlikte yerdik. Madam Luiza şu anda gökyüzünde yıldızların arasında yerini alsa da, biz o güzel kurabiyelerini hep gülümseyerek onun bize gösterdiği sevgi, samimi, anaç duygularla hatırlayacağız.

Bunları anarken şunu düşünüyorum. Yıllar su gibi geçip gitse de hep güzelliklerle birlikte akmış. Bunun için tüm büyüklerime teşekkür ederim.

EMİ UYGUN

Paylaş

Yorumlar

E-bülten

Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz