İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Metin, Balkanlar'ı gezerken deneyimlediği çeşitli yerel yemekleri ve kültürel öğeleri paylaşıyor. Sırbistan'ın Belgrad şehrinde "Cevabi" adlı köfteden, Bosna Hersek'te kuzu çevirmeye kadar farklı lezzetleri tadıyor. Arnavutluk'ta börek çeşitlerini ve Trileçe tatlısını öneriyor. Ayrıca Karadağ'ın deniz ürünleri tabağı ve şaraplarını da vurguluyor. Genel olarak, 6 Balkan ülkesi gezisi sonrası naçizane bir menü önerisi sunuyor: Teleçi Çorbası, Arnavut böreği, Shopska salata eşliğinde Plaşkavitza, Trileçe, Şirop, Boşnak Kahvesi.
Güneydoğu'nun bayram lezzetlerinde olan külünçenin tarifini ve yapımını yazar bizimle paylaşıyor...
Yazıda, aşurenin çocukluk anılarındaki özel bir yerden bahsediliyor. Yazarın çocukken evlerinde aşure yapılmazken, anneannesi ve hacı annesi her cuma Hacı Fatma Anne’nin evine gidip oradan aşure alırlarmış. Hacı Fatma Anne’nin yaptığı aşure, tatlı değil, aksine tuzlu, ekşi ve acı bir tat profiline sahipmiş. Bu aşure, Hacı Fatma Anne’nin ölümünden sonra kaybolmuş.
Anthimus’un gözlemlerine göre, Akdeniz kültüründen gelen bir doktor olarak Avrupalıların yemek alışkanlıkları ona garip gelir. Örneğin, Avrupalıların büyük miktarda yemek yemesi ve bunu marifet olarak görmeleri, onu hayrete düşürür. Bu durum, 10. yüzyılda da devam eder. Orta ve Kuzey Avrupalılar, çok yemek yemenin hükümdar olmanın bir işareti olduğuna inanırlar. 888’de Metz piskoposunun misafiri olan Spoleto dükü Guido'nun, çok yemek bulunmasına rağmen az miktarda yemesi nedeniyle tahta geçemediği bir olayla örneklendirilir.
Paskalya, Hıristiyanlıkta Hz. İsa'nın dirilişini simgeler ve ilkbaharın gelişini kutlar. Bu bayram, eski pagan ritüelleriyle kökenlerini paylaşır, özellikle ilkbahar ekinoksu ve dolunayla ilişkilidir.
İlkbahar, eski toplumlar için bereket ve yeniden doğuş anlamına gelmiştir. Bu dönemde yapılan ritüeller, kutsal kabul edilen yumurtaların ve diğer sembollerin kullanımıyla doludur.
Reşas, Seferad mutfağında yer alan bir kurabiye çeşididir. İzmir’de özellikle bilinen ve sıkça tüketilen bu tat, çocukluk ve gençlik anılarının bir parçasıdır. Reşas, hafif, pratik ve sohbetler sırasında keyifle yenilen bir kurabiye olup, kahve veya çaya batırıldığında tadı daha da güzelleşir. İçeriğinde un, sirke, su, sıvı yağ, şeker, tarçın, soda ve yumurta bulunur. Hamur küçük halkalar şeklinde hazırlanıp fırınlanır.
Peynir, bayat ekmek içi ve patlıcan birleşiminden oluşan karşı konulmaz yaz yemeğidir.