İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Dimitri Kantemir uzun uzun anılmaya değer bir insandır.
Kantemir bir Romen asilzadesiydi (Boğdan). Babası Voyvoda’ydı. Hem yukarıda bahsettiğimiz çerçevede rehine olarak hem de eğitimi için vs. uzun yıllarını (25 yıl kadar) İstanbul’da geçirdi. Osmanlı kültürünü iyi öğrendi. O da çok entelektüel biriydi. Birçok başka entelektüel etkinliğinin yanı sıra Osmanlı Müziği için bir nota sistemi geliştirdi.
Sıra kendine gelince o da Voyvoda oldu. Ama siyasi hırsları büyüktü. Ülkesinin bağımsızlığı için Ruslarla işbirliği yaptı. Nitekim bu olaylar meşhur Prut Savaşı’nda Osmanlıların zaferiyle sonuçlanacaktır (malum gururumuz Baltalı ile Katerina olayı). Ve Kantemir’in Rusya’ya sığınmaktan başka çaresi kalmayacaktır. Kantemir, izleyen yıllarda bir Osmanlı Tarihi de yazacaktır (ama Batılı güçler için – düşmanlarını iyi tanısınlar diye!).
Kantemir’in bu halt yemelerinden (başaramayınca böyle oluyor!) sonra, artık yerel Romen aristokratlarına güvenmeyen Osmanlı yönetimi Eflak ve Boğdan hükümdarlarını Fener Beyleri arasından tayin etmeye başladı. Bu arada unvan da değişti; “Voyvoda”, “Hospodar” oldu.
Kantemir, İstanbul’da kalırken Kantakuzenos’lara damat oldu ve Kantakuzenos’un ikametgahının bulunduğu alana (yani bizim arsamıza) kendi konutunu yaptırdı. Arsanın şimdiki adı oradan geliyor demek ki.
(Kantemir’de biraz Moğolluk da varmış. Nitekim adı Kan + Temir (yani Demir) kelimelerinden oluşuyormuş (Bildiğimiz “Timur” veya “Temür” de meşhur hükümdarın lakabıdır). Karadeniz’in kuzeyindeki Tatar (yani Cengiz’in torunları bir nevi) varlığını düşündüğümüzde bu şaşırtıcı değil. Nitekim, Ruslar arasında da Tatar kanı taşıyan çoktur. (Bu arada “Cengiz”’in aslı da “Tengiz”’miş, o da bildiğimiz “Deniz” yani; o da lakap; “okyanus”, “umman” anlamında.)
Egemen Demircioğlu
Yorumlar