İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Kent FM 101,4 frekansından canlı yayınlanan “1001 İstanbul By Yaramazof Kardeşler”in sunduğu programın biraz da arka odasını; yani kulisini, program öncesini anlatmak istedim. Öncelikle Yaramazof Kardeşleri tanıtsam mı? Zaten hepiniz tanıyorsunuz ama bir de benden dinleyin ne olacak ki :)
Bayram sabahları yazar için her zaman duygusal bir anlam taşımıştır; eski bayramlara özlem, aileye olan düşkünlük ve bayram sabahlarının ulvi havası bu duyguların sebeplerindendir. Çocukken bayram namazları için ailesiyle camiye gittikleri anıları anlatıyor. Bu ziyaretlerde genellikle Ataköy 5. Kısım Camii’ne gidilirdi. Camide yaşanan tatlı koşuşturma, eski ayakkabılarla cami içine gitme gibi gelenekler de yazarın anılarındandır.
Yeşilköy, tarihi olaylar ve önemli kişilerin yaşamış olduğu bir yer olarak bilinir. Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Ayastefanos Barış Antlaşması burada imzalanmış, ressam Kont Amedeo Preziosi av köşkünde kalmış, Ermeni kökenli Dadyan ailesi önemli katkılarda bulunmuş, Türk havacılığının ilk adımları burada atılmıştır. Ayrıca, nostaljik filmlerin çekildiği köşk ve Roma dondurmacısı gibi geçmişin izlerini taşıyan birçok yer Yeşilköy'de hala var.
Belgeselin yönetmeni Mert Gökalp, ODTÜ mühendislik mezunu olup deniz biyolojisi ve fotoğrafçılıkla ilgilenmiştir. Belgesel yapma hayali olan Gökalp, bu belgeselde deniz ekosistemini bilimsel ve görsel bir yaklaşımla ele almıştır. Ayrıca Magma dergisinde deniz ve ekosistem konularında yazılar yazmaktadır.
Mert Gökalp ile yapılan Lüfer belgesi üzerine söyleşinin ikinci kısmı...
Mert Gökalp ile yapılan söyleşinin üçüncü kısmı...
Fotoğraf, tamamlanmamış bir taksiyi ve çevresindeki konteksti yansıtır. Faik Şenol’un eseri, eski tarz binaların ve modern araçların kontrastını gösterir. Taksi, sağ arka tekerleğiyle ve yedek lastiği olmadan dikkat çeker, tamir bekliyor gibi görünür.
Taksinin sağ kapısındaki taksimetre 20 kuruşluk açılış ücretini gösterir ve bu dönemde taksi ücretlerinin nasıl hesaplandığını hatırlatır. Yanında duran, tamamlanmamış bir Mobil benzin istasyonu, İstanbul trafiğinin artık asfalt üzerinden işleyeceğini işaret eder. Ayrıca, eski Renault-Scemia otobüslerinin sokakta durduğu görülür; bu otobüsler 1927'de alınmış ve 1942’ye kadar İstanbul’da kullanılmıştır.
Eser Tutel ile eski haliç vapurları üzerine bir söyleşi...
Kilisenin çevresinde dolaşırken, ilk olarak yıkıntılara dikkat çekeriz. Bu yıkıntılar, kiliseye ait müştemilatın kalıntılarıdır. Define avcılarının bu yapıların temellerini zayıflatması sonucu, bir gece müştemilat çökmüş ve orada barınan bir evsiz ölmüş. Bu olay, sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz tarafından anlatılmıştır. Yılmaz, define avcılığının ülkemizde psikiyatrik bir hastalık halini aldığını ve çok yaygın olduğunu belirtmiştir. Define avcıları, genellikle bu konuda bilgi edinmek isteyenlerin beklentilerini karşılayamasa da, onları vazgeçirmek zor olabilir.
