İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Rumlar ile Romanya arasında güçlü tarihsel ve kültürel bağlar bulunmaktadır. Osmanlı egemenliği sonrası birçok Rum, daha özgür hissettikleri Romanya’da yaşamayı tercih etti. Fener Beyleri ile Romen aristokrasisi arasında da evlilik yoluyla ilişkiler vardı. Romanya, Bizans kültürünün etkisini koruyan bir bölge olarak bilinir.
Deve güreşleri, develer beş-altı yaşına geldiğinde başlar ve yirmi yaşına kadar devam edebilir. Güreşler, develerin güreş türüne göre çeşitli gruplara ayrıldığı bir sistemle düzenlenir ve genellikle yaklaşık on beş dakika sürer. Develer arasında çeşitli güreş stratejileri bulunur, örneğin çengelci, bağcı ve tekçi gibi.
1847'de George Baker adlı bir İngiliz bahçıvan, İstanbul’a gelir ve burada önemli görevler üstlenir. Türk halılarıyla tanışarak, İngiltere’de bu halıların tanınmasını sağlar. Halı ticaretinde önemli bir rol oynar ve Türkiye’nin turizmine katkıda bulunur.
OCM (Şark Halı Kumpanyası), I. Dünya Savaşı ve diğer tarihi olaylarla başa çıkmakta zorlansa da, satışlarını ve üretimini arttırmaya devam eder. Ancak, savaşlar ve kapitülasyonların kaldırılması gibi zorluklar nedeniyle hammadde temininde güçlükler yaşar. 1915’teki Ermeni olayları ve mübadele sırasında önemli işgücü kayıpları yaşar. İzmir’in işgali ve yangın, OCM’in büyük bir mali kayba uğramasına yol açar.
"Yeşil Adam" figürü, eski kültürlerde ve mitolojilerde, doğanın ve yeniden doğuşun sembolü olarak görülür. İskoçya'daki Rosslyn Şapeli ve İstanbul'daki Büyük Saray Mozaikleri Müzesi'ndeki mozaikler gibi sanat eserlerinde bu motifler sıkça görülür. Yeşil Adam, doğanın sürekli yenilendiğini ve hayatın döngüsünü temsil eder.
Franz Liszt, 22 Ekim 1811’de Macaristan’ın küçük bir köyünde doğmuş ve 19. yüzyılın en önemli piyanistlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Senfonik şiir tarzının yaratıcısı olan Liszt, pek çok teknik zorluk içeren etütler, iki piyano konçertosu, 12 senfonik şiir, ve diğer önemli eserler bestelemiştir.
Liszt, 1840’larda Avrupa’da büyük beğeni toplayan konserler verirken, Doğu’ya, özellikle İstanbul’a olan ilgisiyle biliniyordu. Bu ilgiyi gerçekleştirmek için ünlü İtalyan opera bestecisi Gaetano Donizetti’nin kardeşi Guiseppe Donizetti’nin Osmanlı sarayında görevli olduğunu öğrendi. Guiseppe Donizetti, Osmanlı Müzika-ı Hümayunu’nu kurmuş ve Paşa unvanı almıştı.
Fransız yazar ve kaşif Casanova, 1744’te İstanbul’da bulunmuş ve burada ilginç bir deneyim yaşamıştır. John Freely’nin aktardığına göre, Casanova İstanbul’daki üç aylık konaklamasında hiç kadınla ilişkiye girmemiş ancak İsmail Efendi adında biri tarafından baştan çıkarılmıştır. Casanova’nın otobiyografisi, İsmail Efendi’nin cinsel tekliflerini ve Casanova’nın tepkilerini ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Casanova, İsmail Efendi ile bir araya geldiklerinde, onun cariyelerinin çıplak şekilde havuzda oynamalarını izlerken, cinsel bir deneyim yaşamıştır.
Venedik Sarayı’nın komşusu olan Tom Tom Suites Oteli, restore edilmiş İtalyan tarzı eski bir bina olup, terasından deniz manzarası sunan şık bir kafeye sahiptir. Bu café, özel bir ikramda bulunmak isteyenler için önerilmektedir.
Kapadokya’nın Gaudi’nin tasarımlarında bir ilham kaynağı olup olmadığı kesin olmasa da, yazarların bu konuda yaptıkları spekülasyonlar ve gözlemler, Gaudi’nin doğa ile kurduğu derin ilişkiyi ve mimarisindeki organik formları anlamak açısından ilginç bir perspektif sunar. Gaudi’nin Kapadokya’dan esinlenmiş olup olmadığını bilmesek de, hem Kapadokya’nın hem de Gaudi’nin kendi doğal ve mimari büyüleri, bu spekülasyonların ötesinde değerli kalır.
