İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Gotlar, Baltık Denizi güneyinde yaşayan bir kavim olup, sonraları Karadeniz'in kuzeyine göç etmişlerdir. Yunan kolonileri ve Roma İmparatorluğu'nun etkisiyle kültürel etkileşime girmişlerdir. Gotlar zamanla Karadeniz ve Ege kıyılarına kadar yayılarak bu bölgelerde yağma faaliyetleri gerçekleştirmişlerdir. İstanbul'un da dahil olduğu çeşitli bölgeleri yağmalamışlar ve Roma İmparatorluğu'na karşı savaşlara girmişlerdir. Gotlar, Roma-Bizans topraklarına giriş yaparak çeşitli zamanlarda çatışmalara neden olmuşlardır. Özellikle İmparator II. Cladius ve Justinianos dönemlerinde Gotlar ile çeşitli savaşlar yaşanmış ve zaferler elde edilmiştir. Gotlar sütunu, bu zaferlerin anısına inşa edilmiş olabilir ve üzerindeki yazılar da bu zaferlere işaret etmektedir.
Tarihi Yarımada'nın en ucunda, Sarayburnu'nda Bizans döneminde "Aya Barbara Kapısı" olarak bilinen kapı, Osmanlılar tarafından da kullanıldı. Osmanlılar, Fatih Sultan Mehmet döneminde bu kapının önüne top yerleştirdi. Başlangıçta bu toplar askeri amaçlı kullanıldı, ancak kısa süre sonra yalnızca bayram, düğün ve donanma geçişlerinde şeref atışları için kullanıldı.
17. yüzyılda kapının iki yanına külahlı kuleler eklenerek "Top Kapusu" olarak anılmaya başlandı. Ayrıca "Bostancı Kapısı" ve "Adalar Kapısı" olarak da bilindiği not edilmiştir. Top Kapusu, yazlık sarayın bir parçası haline geldi ve ona adını verdi. Bu saray zamanla Topkapı Sarayı olarak bilinir hale geldi.
İstanbul, antik çağlarda Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış önemli bir şehir. İlk başta Roma İmparatorluğu’nun başkenti Roma iken, Büyük Konstantinus 330 yılında başkenti Byzantion (şimdi İstanbul) olarak değiştirdi ve kente Konstantinopolis adını verdi. Bu değişiklik, hem Roma İmparatorluğu'nun hem de Hristiyanlığın tarihini köklü bir şekilde etkiledi.
İstanbul, antik çağlarda Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış önemli bir şehir. İlk başta Roma İmparatorluğu’nun başkenti Roma iken, Büyük Konstantinus 330 yılında başkenti Byzantion (şimdi İstanbul) olarak değiştirdi ve kente Konstantinopolis adını verdi. Bu değişiklik, hem Roma İmparatorluğu'nun hem de Hristiyanlığın tarihini köklü bir şekilde etkiledi.
Yazar, İstanbul'un tarihî dokusunu anlamak için çeşitli turlar düzenlemiş. "1001 İstanbul" rehberliğinde katıldığı turlardan ve kendisinde bıraktığı izlenimleri anlatıyor.
Maria, Moğol sarayında uzun süre kalmış, Hıristiyanlıkla uyumlu bir yaşam sürmüştür. Abaka’nın ölümünden sonra Maria geri dönmüş ve daha sonra bir Moğol hükümdarıyla daha evlendirilmesi söz konusu olsa da, manastıra kapanmış ve burada kiliseyi onarmış ve çevresinde bir manastır kurmuştur.
Kudüs’ün tarihi ve kutsal anlamı üzerine bir seminer veya konuşma dinlendi. Kudüs'ün dini önemleri, tapınaklar, haçlı seferleri ve günümüze kadar gelen tarihsel olaylar üzerinde duruldu.
Tarihi ve dini bağlamda Kudüs'ün evrimi, dinler arası çatışmalar, tapınakların yıkımı ve yeniden inşası gibi konular ele alınıyor.