İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Kudüs’ün tarihi ve kutsal anlamı üzerine bir seminer veya konuşma dinlendi. Kudüs'ün dini önemleri, tapınaklar, haçlı seferleri ve günümüze kadar gelen tarihsel olaylar üzerinde duruldu.
Tarihi ve dini bağlamda Kudüs'ün evrimi, dinler arası çatışmalar, tapınakların yıkımı ve yeniden inşası gibi konular ele alınıyor.
Kudüs’ün tarihi ve kutsal anlamı üzerine bir seminer veya konuşma dinlendi. Kudüs'ün dini önemleri, tapınaklar, haçlı seferleri ve günümüze kadar gelen tarihsel olaylar üzerinde duruldu.
Tarihi ve dini bağlamda Kudüs'ün evrimi, dinler arası çatışmalar, tapınakların yıkımı ve yeniden inşası gibi konular ele alınıyor.
532 yılında gerçekleşen Nika İsyanı, Maviler ve Yeşiller’in İmparator Jüstinyen’e karşı birleştiği en kanlı ayaklanmalardan biriydi. İsyancılar, Jüstinyen’in taleplerini yerine getirmemesi üzerine isyanı başlattı ve şehirde büyük tahribata yol açtı. Jüstinyen, isyanın bastırılması için cesaret bulduğu veya karısından korktuğu için askerlere saldırı emri verdi. Sonuç olarak, isyan kanlı bir şekilde bastırıldı ve şehirde büyük bir temizlik yapıldı.
Surlar, Silivri’nin 6 kilometre batısından başlayıp, Çatalca ve Terkos civarına kadar uzanarak Karadeniz sahilindeki Evcik’te sona ermektedir. Bizans döneminde Hun ve Bulgar akınlarına karşı etkili olmuş ve uzun süre kullanılmaya devam etmiştir.
Anastasius Surları, İstanbul’un ünlü II. Theodosius Surları ile aynı yüzyılda yapılmış bir diğer savunma hattıdır ve İstanbul’un koruma sisteminin önemli bir parçasıdır. Bugün, bu surlar genellikle fark edilmese de, kalıntıları bölgedeki tarihî ve kültürel mirası anlamak için önemli bir kaynaktır.
Bizans’ta şarap, günlük yaşamın önemli bir parçasıydı ve zengin ziyafetlerde önemli bir yer tutuyordu. Bizans askerleri bile savaşlar sırasında meyhanelere yerleşme fırsatını bulduklarında, bu durumun savaş morali üzerinde olumsuz etkileri oluyordu.
Şarap üretimi ve ticareti Bizans İmparatorluğu’nun önemli ekonomik faaliyetlerinden biriydi. Örneğin, Bitinya (günümüz Bursa, Kocaeli, Sakarya) bölgesi ünlü bağcılığı ve şarap kültürü ile tanınıyordu. İznik, özellikle bağcılık açısından ünlüydü ve bu bölgenin Hıristiyanlık açısından stratejik bir önemi vardı.
Taksi şoförünün "Niye?" sorusu, bu girişimin anlamını sorgulamaya neden oldu. Bizans’ın tarih boyunca pek değer görmediği, çoğunlukla karanlık bir dönem olarak algılandığı belirtiliyor. 19. yüzyıl ve öncesinde, Bizans’ın tarihi genellikle Roma’nın şanlı mirasının bir çöküşü olarak değerlendirildi. Voltaire ve Montesquieu gibi düşünürler Bizans’ı pek önemsemediler.
Ancak, 20. yüzyılda Rusya ve Balkan ülkeleri Bizans’ı incelemeye başladı ve bağımsız Bizantoloji enstitüleri kuruldu. Bizans, antik Yunan ve Roma’nın kurumsal mirasını devralarak önemli bir rol oynamış, bu mirası geliştirip uzun süre varlığını sürdürmüştür. Örneğin, Bizans İmparatoru Büyük Theodosius, ilk üniversiteyi kurarak yedi yıllık eğitim fikrini ortaya koymuştur.
"Yeşil Adam" figürü, eski kültürlerde ve mitolojilerde, doğanın ve yeniden doğuşun sembolü olarak görülür. İskoçya'daki Rosslyn Şapeli ve İstanbul'daki Büyük Saray Mozaikleri Müzesi'ndeki mozaikler gibi sanat eserlerinde bu motifler sıkça görülür. Yeşil Adam, doğanın sürekli yenilendiğini ve hayatın döngüsünü temsil eder.
M.Ö. 339-340 yıllarında Kral 2. Filip, Byzantion’u kuşatmak için surların altından bir tünel kazdırdı. Ancak bir gece aniden gökyüzü aydınlanınca, Filip’in ordusu görünür oldu ve Byzantion sakinleri şehri savunmayı başardı. Filip’in planları bozuldu ve Byzantion’lular başarılı bir karşı saldırı gerçekleştirerek şehri korudu. Bu olayın anısına, Hekate’nin “meşale taşıyan” bir heykeli dikildi.
Bu efsane sayesinde, Byzantion halkı ay ve yıldızı kutsal kabul etti. Şehrin amblemi olarak ‘Hilal ve Yıldız’ı kabul etmeleri, bu sembollerin paralarına da yansıdı. Eski Byzantium ve Kalkedon sikkelerinde bu semboller sıkça yer aldı.
Theodora, 1. Justinianos ile evlenip Bizans İmparatoriçesi olduktan önce bir sokak dansçısı olarak tanınmış ve bu geçmişi onun efsanevi ve gizemli bir figür olarak anılmasına neden olmuştur. Theodora’nın yaşamıyla ilgili bilgiler genellikle önyargılı tarihçi Prokopios’un Gizli Tarih adlı eserinden alınmıştır. Ancak onun San Vitale Kilisesi'ndeki portresi, metinlerde ifade edilmeyen yönlerini gözler önüne seriyor olabilir.