+90 212 272 77 72

operation@tittravel.com

Blog Image

12

Aug

DOPOLAVORO

Tünel’e doğru, İstiklal ’in sağ sırasında Deva Çıkmazı vardır. Vatan Partisi ile ona bağlı kurumların varlığıyla dikkat çekiyor bugünlerde. Buraya, Tepebaşı tarafındaki Passage Petit Champs’dan da ulaşabiliriz (hem de daha güzel olur!).

Çıkmazın dibinde, sağdaki eski binanın eski kapısında yine eski bir tabela:

Societa Operaia Italiana di mutuo soccorso – Fondatail 17 Maggio 1863.

Yani: 17 Mayıs 1863’te kurulmuş olan İtalyan İşçileri Yardımlaşma Derneği.

Burası Casa Garibaldi’dir; yani Garibaldi Evi.

Garibaldi, Beyoğlu’na damgasını vurmuş isimlerden biri. Sayısız maceralarından birinde, İtalya’da uğradığı bir yenilginin ardından, 1860’larda, İstanbul’a gelmiş. Fransızca dersleri vererek hayatını kazanmaya çalışmış. Linardi sokakta (yani bugünkü Eski Çiçekçi sokak) oturmuş. O arada İtalyan İşçi Derneğini kurmuş. Bu dernek, Beyoğlu’nun sosyal hayatında önemli bir rol oynamış.

İtalyan İşçi Derneği düzenlediği danslı çaylar, müzikli yemekler, balolar vs. ile anılıyor hep. En azından Giovanni Scognamillo öyle anıyor kitabında (Beyoğlu’nda Levanten Olmak). İşte o eğlencelerin düzenlendiği yer şu önünde durduğumuz binaydı.

Behzat Üsdiken İstanbul’un İtalyan kolonisinin bu yeri “Dopolavoro” diye andığını söylüyor. “Dopolavoro”, “işten sonra” demek. Boş vakit yani. İnsanların iş çıkışında buluşup hoşça vakit geçirdikleri bir yer akla geliyor, ama kelime o kadar masum değil.

“Dopolavoro”, Mussolini’nin kurduğu Opera Nazionale Dopolavoro (ONP) adlı kuruluşa gönderme yapıyor. ONP, Faşist Parti’nin bir koluydu. İtalyan işçilerini eğlenceli faaliyetlerle kendine çekmeyi amaçlıyordu. İşçiler de, fırsatı kaçırmayıp bir güzel yiyip içip eğleniyorlardı ONP lokallerinde. Kuruluşun İstanbul şubesinde de aynı şey olmuş anlaşılan.

Scognamillo, zamanında İtalya’daki Faşist hareketin İstanbul’daki İtalyan topluluğu üzerinde ne kadar etkili olduğunu anlatıyor. Babasının hayli ateşli bir Faşist olduğunu, kendisinin de ilkokula başladığı andan itibaren, yine, bir hayli ateşli bir Figlio della Lupa, yani Yavrukurt, ve giderek bir Kara Gömlekli oluşunu açık yüreklilikle anlatıyor (ama bir dönem Alman olup da Nazi, İtalyan olup da Faşist olmamak zordu, unutmamak lazım).

(Scognamillo aynı samimiyetle, Paskalya ’da, ikisi Katolik biri Ortodoks üç arkadaş, ayinden sonra aileleriyle günün anlamına uygun şekilde güzel güzel vakit geçireceklerine nasıl Boğaz’a gidip rakıyla kafa çekip sonra da bir güzel Abanoz sokağa uğradıklarını da anlatıyor).

İtalyan İşçi Derneği’nin bir izine de Galatasaray Lisesi’nin arkasındaki Hayriye sokakta rastlarız. “Cezayir” binasının girişindeki merdivenleri çıkıp antreye girdiğimizde karşımıza çıkan koskoca mermer levhada

LA SOCIETA OPERAIA ITALIANA yazar. Bina, derneğin kız okulu tarafından kullanılıyordu. Etrafta gördüğünüz odalar hep derslik vs.’dir yani.

Casa Garibaldi şu anda restore ediliyor. Çalışmaların bitmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.

Egemen Demircioğlu

Paylaş

Yorumlar

E-bülten

Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz