İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
1001 İstanbul ve Yaramazof kardeşlerin geçenlerde düzenlediği rüya gibi geçen Thasoss gezisi hakkında birkaç kelam edeyim diyeceğim ama genelde yazmaya başladığımda giriş kısmında hep sıkıntı çekerim. Mesleğim gereği yazdığım haberin girişi benim için sıkıntılıdır. Ama bu yazıyı yazarken cümleler ben yazmadan klavyeden olduğu gibi aktı..
Gelelim geziye dair izlenimlerimize;
Geziye çıkmadan önce bende hafif bir tedirginlik vardı. Hiç tanımadığım insanlarla tatile çıkacaktım ve üstelik de bu gezi yüzmeli denizli falan olacaktı. Daha önce kanser denen hastalık yüzünden protez takma gibi bir zorunluğum var. Bu yüzden denize girmem biraz problemli, daha doğrusu bana yönelen bakışlardan huzursuz oluyorum. Aralarında tanıdık dostlar olsa bile sonuçta içinde tanımadığım insanların olduğu bir gruptu. Ve nasıl karşılanacağım soruydu benim için. Neyse uzatmayalım;
26 Temmuz akşamı Esenler Otogarında rehberimiz Burhan Dursun önderliğinde buluşuldu.
Tanışma faslı bittikten sonra otobüse binilip yollara revan olundu.
Kavala’ya geldiğimizde bizi şiddetli bir yağmur karşıladı. Sabah kahvaltı faslı bittikten sonra yağmura rağmen feribota binilip bir buçuk saat süren Thassos yolculuğu yapıldı. Thassos‘a indiğimizde cennet gibi yemyeşil bir ada bizi karşıladı. Minik pansiyonumuza yerleşme. Pansiyonumuz son derece temiz düzenli güzel bir çardağı olan, Rus karı kocanın hizmet ettiği (tabi sonradan hemen kanka olduk) organik sebzelerin yetiştiği güzel bir yer. Sonrasında Burhan Dursun ve Hüseyin Irmak yönetiminde iki ayrı araçla akşam yemek yenilecek Kazaviti köyüne doğru yöneldik. Yemyeşil yollar bizi büyüledi köye vardığımızda resim çekme faslı başladı, akşam yemeği siparişleri verilip minik bir Thassos turundan sonra öğlen yemeği için çok güzel midye pilav yapılan bir yerde (ismini hatırlamıyorum) öğlen yemekleri yenildi. Kısa bir geziden sonra müze gezisi yapıldı.
Akşam Kazaviti köyünde Yannis’in yerinde saniye saniye manzaranın değiştiği fotoğraf karelerine sığmayacak kadar güzel olan bir manzara eşliğinde yemekler yenildi.
İkinci günümüzde güneş yüzünü göstermişti. sıcacık bir Ege sabahına uyanıp Burhan Dursun önderliğinde Panagia köyünde çok güzel bol börekli simitli kahvaltı, gezme ve fotoğraf faslı sonrası tüm gün ada turu ve Paradise plajında deniz molası… Burada denize giremedim ama çok güzeldi.
Aliki plajında deniz ve yemek için gidildi. Buradaki yemekler anlatılmaz yenilir… Izgara ahtapot ve yemekler sipariş edildi. Uzun plaj ve yemek molası sonrası Teologos köyüne gidildi.
Son derece şirin olan Teologoz köyünde bal, sirke yağ alışverişi, köyü gezme ve mavi evin fotoğrafını çekme faslı. Köyü gezerken eski köhne bir kahveye denk geldik. Kahvehaneyi işleten yaşlı Rum karı kocanın kendi arasındaki muhabbete bayıldım. Kahvehanenin içi nostaji akıyordu. Sevgili Hüseyin Irmak bol bol fotoğrafladı kahvehaneyi.
Köy gezmesi bittikten sonra akşam yemeği için hareket ve yemek faslı.
Üçüncü gün sıcak Ege bizi gülümseyerek karşıladı. Pansiyonda alınan kahvaltının ardından Louludis plajına ağaçların altında tüm gün deniz-yüzme. Plajda deniz ve kum ağaçlar, mavi ve yeşilin her tonu karşıladı bizi. Burada nihayet denize girebildim. Bol bol yüzme faslından sonra yenilen öğlen yemekleri, tekrar deniz, kum ve güneş… Akşam yemeği için pansiyona dönüp hazırlanmadan sonra Sevgili Burhan Dursun’un bize müthiş sürprizi; taverna ve bol bol Rum ve Türk ezgileri eşliğinde yemek ve uzo. Yapılan sirtakiler, oynanan çiftetelliler grubun neşesine, neşe kattı. Gece pansiyon dönüşü ufak bir gezinti..
Son gün yine bizi güzel bir Ege güneşi karşıladı. Yapılan kahvaltıdan sonra Louludis plajına hareket.
Plajda deniz, kum, güneş, mavi ve yeşilin her tonu bol bol yüzme derken serde delilik ve çılgınlık var ya; illa ki bir şeyler yapılacak. Sevgili Barbaros’la Jet ski yapalım dedik. Ama başta çok güzel giden maceramız hüsranla bitti. Kaza geçirip ufak sıyrıklar ve çizikler eşliğinde denizden zar zor çıktık.
Plajdaki öğle yemeği sonrası hareket ve tekrar feribota binip Kavala ‘ya hareket.
Kavala’da şehir turu ve tabi ki Kavala kurabiyesi alış verişi. Günün bitiminde alınan akşam yemeği sonrası dönüş için yolculuk başladı. Cebimizde anılar gönlümüzde güzel dostluklar eşliğinde turumuz bitmişti. Başka bir turda görüşmek üzere vedalar edildi. İstanbul’da Hüseyin Irmak‘ın müthiş menemeni ile kendi adıma tur bitmiş oldu.
ASİYE SAKLIM
Yorumlar