İrfan Baştuğ caddesi no 5/A
Emekli Subaylar Sitesi 34/2 Esentepe
E-bülten
Arada bizden ve belki gezilerimizden haberdar olmak isterseniz
Değerli arkadaşlarımız sizler için yazdılar
MÖ 7. yüzyılda Orta Yunanistan'dan gelen kolonistler tarafından kurulan Byzantion (modern İstanbul), balıkçılıkla iç içe bir yaşam sürmüştür. Yunuslar, Boğaz'daki önemli balık türlerinden biriydi ve Byzantionlular yunusları hem yiyecek hem de yağları için avlarlardı. Yunuslar, Boğaz'daki balık göç yollarında beslenir ve bazıları insanlar tarafından avlanırdı.
Ancak yunuslarla ilgili olumlu hikayeler de vardır. Antik Çağ yazarı Aelianus’a göre, Byzantion’da yaşayan Koiranos adlı bir kişi, ağlara takılan yunusları fidye vererek serbest bırakır ve yunuslar bu iyiliği unutmaz. Koiranos’un gemisi fırtınada batınca, yunuslar onu kurtararak güvenli bir yere taşır ve ölümü sonrasında da etrafında toplanarak onu uğurlar. Bu hikaye, yunusların insanlar için dostça bir anlam taşıdığına işaret eder.
OCM (Şark Halı Kumpanyası), I. Dünya Savaşı ve diğer tarihi olaylarla başa çıkmakta zorlansa da, satışlarını ve üretimini arttırmaya devam eder. Ancak, savaşlar ve kapitülasyonların kaldırılması gibi zorluklar nedeniyle hammadde temininde güçlükler yaşar. 1915’teki Ermeni olayları ve mübadele sırasında önemli işgücü kayıpları yaşar. İzmir’in işgali ve yangın, OCM’in büyük bir mali kayba uğramasına yol açar.
1847'de George Baker adlı bir İngiliz bahçıvan, İstanbul’a gelir ve burada önemli görevler üstlenir. Türk halılarıyla tanışarak, İngiltere’de bu halıların tanınmasını sağlar. Halı ticaretinde önemli bir rol oynar ve Türkiye’nin turizmine katkıda bulunur.
İstanbul, tarih boyunca birçok kültürel ve yönetimsel değişim geçirmiş ve heykeller, bu değişimlerin birer yansıması olarak kentteki kamusal alanlarda yer almıştır. Ancak, heykellerin korunması ve kamusal alandaki yerleri konusunda tarihsel ve kültürel zorluklar yaşanmıştır.
Deve güreşleri, develer beş-altı yaşına geldiğinde başlar ve yirmi yaşına kadar devam edebilir. Güreşler, develerin güreş türüne göre çeşitli gruplara ayrıldığı bir sistemle düzenlenir ve genellikle yaklaşık on beş dakika sürer. Develer arasında çeşitli güreş stratejileri bulunur, örneğin çengelci, bağcı ve tekçi gibi.
İstanbul, tarih boyunca birçok imparatorluğa başkentlik yapmış ve her dönemde farklı kültürler tarafından etkilenmiştir. Şehrin büyüklüğü ve görkemi, hem tarihi hem de kültürel açıdan dünya çapında bir öneme sahiptir. Bu metin, İstanbul'un tarihi mirasını, mimari güzelliklerini ve kültürel önemini kapsamlı bir şekilde gözler önüne seriyor.
1912 yılında yapılan demir Galata Köprüsü'nün Eminönü ayağındayız; hava boz ve puslu. Köprünün başında, eski "para bozdurma köşkü"nün yanında yürüyen iki dostun şapka takmaması dikkat çekiyor. O dönemde şapka takma zorunluluğu beş yıl önce yürürlüğe girmiş, ama bu ikili bunu umursamıyor gibi. Ayrıca, köprüdeki yürüyüşçülerin yüzleri, artık köprü geçişinin ücretsiz olmasından memnun görünüyor.
Beyoğlu'nun zenginliği, dönemin en ünlü sanatçıları, varlıklı aileleri ve çeşitli etnik grupların katkılarıyla oluşmuştu. Bu bölge, konutları, otelleri, pasajları, lokantaları, barları, gece kulüpleri, tiyatroları, sinemaları ve daha fazlasıyla bir sanat ve kültür merkeziydi.